El – Azim

azim

EL-AZÎM: Büyüklüğünün sınırı, emsali, ölçüsü olmayan, kendisine büyük ümitler beslenen. Bütün noksan sıfatlardan münezzeh ve mukaddes. Her şeyden ulu, herkesten yüce, şanı büyük, azametli..

“Göklerde ve yerde olanlar o’nundur. O, Yücedir, büyüktür.” (Şûra, 42:4)

Namaz kılarken, gerek rükuda gerekse secdelerimizde Allah’ı teşbih ederken, bu anlamda tespih eder,”Sübhane Rabbiye’l-Azim: Allah’ım! Seni teşbih ve noksan sıfatlardan tenzih ederim; Senin şanın ne yücedir” veya rükuda “Sübhane Rabbiye’l-A’la: Allah’ım! Seni teşbih ve noksan sıfatlardan tenzih ederim; Sen ne yüce, ne ulusun..” deriz. En son teşbih duasından önce de topluca Ayet’el-Kürsi’yi okuyup bir kere daha bunu ilan ederiz:

“Allah’tan başka hiçbir ilâh yoktur. O daima diridir (Hayy’dır), bütün varlığın idaresini yürüten (kayyum)dir. O’nu ne gaflet basar, ne de uyku. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nundur. İzni olmadan huzurunda şefaat edecek olan kimdir? O, kullarının önlerinde ve arkalarındane varsa hepsini bilir. Onlar ise, O’nun dilediği kadarından başka ilminden hiç bir şey kavrayamazlar. O’nun Kürsisi, bütün gökleri ve yeri kucaklamıştır. Onların her ikisini de görüp gözetmek O’na bir ağırlık vermez. O çok yücedir, çok büyüktür.”

Şüphesiz, şanı yüce olan O’ndan başka kimse yoktur. Geri kalan her varlık, neticede O’nun yaratmasıyla olduğu için eksiktir, kusurludur, ölümlüdür ve tenzih edilecek kadar pak, temiz, kusursuz ve yüce değildir. Varlıklardaki temizlik, paklık, yücelik ve ululuk gibi, benzeri özelliklerin hepsi de mecazidir, geçidir. Ama Allah, ezeli ve ebedi olduğu için sıfatları da ezeli ve ebedidir. Yani bir başlangıç ve bitiş noktası yoktur.

“Allah görünmeyeni de bilir, görüneni de. Büyüktür ve yücelerden yücedir.

Sizden sözü gizleyenle açığa vuran, gece gizlenenle gündüz açığa çıkan, O’nun açısından eşittir (hepsini görür ve bilir). Her insan için önünden ve arkasından takip edenler vardır. Allah’ın emrinden dolayı onu gözetirler. Allah bir kavme verdiğini, o kavim kendisini bozup değiştirmedikçe değiştirmez. Allah bir kavme de kötülük murat etti mi, artık onun geri çevrilmesine de imkan yoktur. Onlar için Allah’tan başka bir veli de bulunmaz. Size korku ve ümit içinde şimşeği gösteren ve o yağmur yüklü bulutları meydana getiren O’dur.” (Ra’d, 13:9-12)

Allah’tan ümit edilir. Çünkü ümit edecek, bir şey umacak ve bekleyecek başka kimse yoktur. O’nun yarattıklarından olan beklentilerimiz, yine O’nun dilemesiyle, istemesiyle hayata geçip gerçekleşecek, kişinin kalbini bize açarsa olacaktır; aksi halde ümitlerimizin ışığı söner, umduğumuz dağlara karlar yağar. Bu nedenle insan, ümit edeceği ve beklenti içerisine gireceği makamı mevkii iyi bilmeli ona göre davranmalıdır. Allah (c.c) sadece bu dünyada kendisinden bir şeyler beklenen ve umulan değil, öbür dünyada da kendisinden umulan ve beklenendir. O (c.c), her iki cihanın Hükümdarı, Padişah-ı Zü’l-Celâlİ’dir.

Kısacası, kulunun istek ve dileklerini yerine getirebilecek olan tek merci O olduğu için, herkes her şeyini O’ndan’ İstemeli ve dilemeli, O’ndan beklemelidir.

Hak Teâlâ’nın kırmızı kibrit ve büyük mıknatıs olan bu yüce adını sürekli olarak anan kimselere kendi ilahi gücünden güç verir. Bu güç bu kimselerin bulundukları mevki ve durumlarını insanların gözünde büyütmüş ve bu suretlerde de insanlara aynı yede olduklarını gizlemiş olur.

Eğer bu adı sürekli olarak anan kimse, cezbe sahibi doğru ve ı biri ise ve kalbi ile tamamıyla Allah’a bağlı ise Cenabı ’kın buyruklarını anlamış olur.

Ayrıca bu adı sürekli anan kimseler Hak Teâlâ devamlı ola-vereceği gücün yanında kendilerini insanlara sevdirmiş ve lirmiş olur.

Azametli olan bu adın sayı kıymeti 1020’dir. 9’dan fazla ve çiftin çiftidir. Parçalan 191’dir. Aslından üç harf fazladır. Bunlar vav ayin ve gayın harfleridir. Vav harfi yüksekliğini, varlığının topluluğunu, ayın harfi gizliliği ile setrini yani örtünmesini gayın harfi de gına adından gelen zenginliğini belirtmektedir ki, (Nurun Ala Nur) nurun nuru olduğuna işarettir.

Bu adın harflerinin sayısı 331’dir. Ve Allah’ın (Galibi Manih) ola iki yüce adının işaretidir.

Bu dörtlü vıfkın şekli aşağıda görülmektedir.

azim_vefk

Bu mübarek ismin zikri (1020) adettir. Zikir saati Utarit, günü Çarşamba’dır.

Çarşamba Utarit saati, 1. Ve 8. Saatlerdir. Yani güneş doğarken ve ikindi namazı sonrası. Gece de 06.00 yani gece yarısı.

1. EL-AZÎM ismini, şartlarına uygun bir şekilde her gün sabah namazından sonra (1024) defa zikredenler huzur ve mutluluk, yüksek makam ve mevki, şan-şöhret elde ederler, kısa zamanda emsalleri arasında fark edilir hale gelirler. Herkes tarafında sevilir ve sayılırlar.

2. Bir hastaya (1010) kere okunsa eceli gelmemişse şifaya kavuşur.

3. Usulüne uygun zikredenleri Cenab-ı Hak, korkup çekindiği şeylerden koruyup kurtarır, umduklarını ihsan eder.

4. Her sabah devamlı olarak (120) defa “YÂ AZİM” ismini zikreden, halk arasında itibar görür, herkes tarafından sevilir ve sayılır, bütün insanların nazarında önemli ve kıymetli bir insan haline gelir.

5. Gümüş bir yüzük üzerine yazıp parmağında taşıyan ve devamlı olarak bu mübarek ismi zikreden kimsenin istediği şeyleri yüce Allah verir ve kadri kıymetini artırır.

Diğer Esmaül Hüsna Açıklamaları

Allah

El – Aziz

El – Afüvv

El – Ahir

error: emeğe saygı lütfen !!