Makale


  • Burûc suresi Mekke’de nâzil olmuştur.
  • Sure 22 âyettir.
  • İsmini, birinci âyette geçip “burçlar” mânasına gelen الْبُرُوجُ (burûc) kelimesinden alır.
  • Bu sûre nâzil olduğu sırada, Mekkeli müşrikler müslümanlara dinlerinden dönmeleri için şiddetli bir şekilde zulmediyor, her türlü işkenceyi reva görüyorlardı.
  • Bu bakımdan sûrede, müslümanlara bunca eziyet eden kâfirleri ne tür acı akibetlerin beklediği ve bu eziyetlere katlanan mü’minlerin ne derece mükafat elde edecekleri ele alınmaktadır.
  • Bu mesaj, Ashâb-ı Uhdûd örnek verilerek sunulmaktadır.
  • Sûre, Ashâb-ı Uhdûd, Firavn ve Semûd kavminin akıbetlerini bildirmek suretiyle müşriklerin eziyetlerine karşı Allah Resûlü’nü, ashâbını ve bütün mü’minleri teselli etmekte, onlara güven, huzur ve itminân vermektedir.
Ayet ayet ilerlemek isterseniz aşağıda bulabilirsiniz.

  • 85/BURÛC-7
  • وَهُمْ عَلٰى مَا يَفْعَلُونَ بِالْمُؤْمِن۪ينَ شُهُودٌۜ
  • Ve hum alâ mâ yef’alûne bil mu’minîne şuhûd(şuhûdun).
  • Mü’minlere yaptıkları işkenceyi keyifle seyrediyorlardı.
  • 85/BURÛC-8
  • وَمَا نَقَمُوا مِنْهُمْ اِلَّٓا اَنْ يُؤْمِنُوا بِاللّٰهِ الْعَز۪يزِ الْحَم۪يدِۙ
  • Ve mâ nekamû minhum illâ en yu’minû billâhil azîzil hamîd(hamîdi).
  • O mü’minlerden, başka bir sebeple değil, sadece karşı konulmaz kudret sahibi ve her türlü övgüye lâyık olan Allah’a iman etmelerinden ötürü nefret edip, intikam alıyorlardı.
  • 85/BURÛC-9
  • اَلَّذ۪ي لَهُ مُلْكُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ وَاللّٰهُ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ شَه۪يدٌۜ
  • Ellezî lehu mulkus semâvâti vel ard(ardı), vallâhu alâ kulli şey’in şehîd(şehîdun).
  • Göklerin ve yerin mutlak mülkiyet ve hâkimiyeti kendisine ait olan Allah’a. Ama Allah olup biten her şeye şâhittir.
  • 85/BURÛC-10
  • اِنَّ الَّذ۪ينَ فَتَنُوا الْمُؤْمِن۪ينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ ثُمَّ لَمْ يَتُوبُوا فَلَهُمْ عَذَابُ جَهَنَّمَ وَلَهُمْ عَذَابُ الْحَر۪يقِۜ
  • İnnellezîne fetenûl mu’minîne vel mu’minâti summe lem yetûbû fe lehum azâbu cehenneme ve lehum azâbul harîk(harîkı).
  • Mü’min erkeklere ve mü’min kadınlara her türlü işkenceyi yapan, sonra da pişman olup bundan vazgeçmeyenlere cehennem azabı, bir de yangın azabı vardır.
  • 85/BURÛC-11
  • اِنَّ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَهُمْ جَنَّاتٌ تَجْر۪ي مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُۜ ذٰلِكَ الْفَوْزُ الْكَب۪يرُۜ
  • İnnellezîne âmenû ve amilus sâlihâti lehum cennâtun tecrî min tahtihâl enhâr(enhâru), zâlikel fevzul kebîr(kebîru).
  • Buna karşılık, iman edip sâlih ameller yapanlara ise içinden ırmaklar akan cennetler vardır. En büyük başarı ve kurtuluş işte budur.
  • 85/BURÛC-13
  • اِنَّهُ هُوَ يُبْدِئُ وَيُع۪يدُۚ
  • İnnehu huve yubdiu ve yuîd(yuîdu).
  • O’dur her şeyi yoktan yaratan, yarattığını tekrar edip, son olarak âhirette yeniden yaratacak olan.
error: emeğe saygı lütfen !!