İsmini, birinci âyette geçen ve “kâfirler” mânasına gelen اَلْكَافِرُونَ (kâfirûn) kelimesinden alır.
Sûre اَلْمُقَشْقِشَةُ (Mukaşkışe), اَلإخْلَاصُ (İhlâs), اَلْعِبَادَةُ (İbâdet), اَلدّ۪ينُ (Dîn) isimleriyle de anılır.
Ayrıca İhlâs süresiyle birlikte bu iki sureye اَلإخْلَاصَيْنِ (İhlâseyn) adı da verilir.
Sûre Peygamberimiz (s.a.s.) ve mü’minlerden, kâfirler karşısında tam bir kararlılıkla durup tevhide sarılmalarını, dinlerinden en küçük bir taviz vermemelerini ister.
Bununla beraber kâfirleri dini kabul etmeye zorlamayıp, kendi tercihlerine bırakmaları tâlimatını verir.
Fazileti
Resûlullah (s.a.s.), Kâfirûn sûresinin Kur’an’ın dörtte birine denk olduğunu ifade buyurmuştur. (Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’an 10)
Yine Efendimiz (s.a.s.), sahâbeden birine, “Uyumak üzere yatağına yattığında قُلْ يَاۤ اَيُّهَا الْكَافِرُونَ (Kul yâ eyyühel-kâfırûn) sûresini oku. Çünkü bunu okursan şirk inancına sapmaktan korunursun” diye tavsiye etmiştir. (Ebû Dâvûd, Edeb 97-98; Tirmizî, Da‘avat 22)
Peygamberimiz (s.a.s.), sabah ve akşam namazlarının sünnetlerinde zaman zaman Kâfirûn ve İhlâs sûrelerini okurdu. (Müslim, Misâfirîn 98; Ebû Dâvûd, Tatavvu’ 3)
İniş Sebebi
Rivayete göre Kureyşliler Nebiyy-i Ekrem (s.a.s.)’e zengin olacak kadar mal vermeyi, kızlarından istediğiyle evlendirmeyi ve bunun karşılığında davasından vazgeçmesini teklif ettiler. Peygamberimiz (s.a.s.) bunu kabul etmeyince:
“- O halde sana teklif edeceğimiz bir şey daha kaldı. Bizim için de senin için de en uygun olanı budur” dediler. Fahr-i Kâinat (s.a.s.):
“- Nedir o?” diye sorunca:
““- Sen bir yıl bizim tanrılarımız olan Lât ve Uzzâ’ya ibâdet et, biz de bir sene senin ilâhına ibâdet edelim” teklifinde bulundular. Bunun üzerine Kâfirûn sûresi indi. (Taberî, Câmi‘u’l-beyân, XXX, 430)
Tüm Sureyi Dinle
[Surenin yüklenmesi için lütfen bir kaç saniye bekleyin.]